Yoğun trafikten sonra, terminale ulaşmak müthiş bi mutluluk kaynağı olur...
Sonra bagaj telaşı...derken biletinize bakar hımmm 17 numara der ve
yerinize oturmak istersiniz.. 17 cam kenarı istemişsiniz dir bileti
alırken... bakarsınız sizden önce gelen uyanık cam kenarına oturmuş ve
camdan dışarı dalgın dalgın bakarken...”pardon orası benim yerim di “
Dersiniz ...”aaa!!? evet farkeder mi oturduk artık ...haaa farkederse kalkarım...”
Ters başladı ya neyse dersin ana rahmınden çocuğun ters gelmesi gibi
bişey...hareket eder otobüs...işte yıllardır yaşadığın yerden
uzaklaşmaya başlarsın ... uzaklaştıkça göç ettiğin yerden silikleşir
yaşadıkların,sevinçler gelir bazen , acılar orada kalır...
Yeni bi yere gitmenin heyecanı sarar..yeni insanlar yeni topraklar,yeni
eşyalar...yeni bulutlar dersin sanki... daha iyi olmalı ki gittiğin yer
bu kadar eziyete değsin der içindeki ses...
Çantana bavuluna aldığın kadardır anıların da ...fazlasını ruhun taşımaz artık...
Yandan bi ses gelir karanlıkta otobüs hızla yol alırken
“Hemşerim yolculuk nereye ?nereye göç”
.....
daha iyiye...
anne karnından ters gelsende çıkar gibi,dar sıkıntılı karanlıktan
aydınlığa ,tertemiz havaya kavuşurcasına,hastane koridorunda dünyaya
geldiğini duyunca herkesin sevinç çığlıklarıyla coşkuyla karşılayacağı
bi yere...gözyaşının tuzsuz olduğu kan akmayan güllerin açtığı bir yere
acidan sevince, kandan güle , tuzdan bala,yolculuk...
yolculuk başladı ya bi kere hastanede, bitmez artık...
hep soran biri çıkar karşına:
“hemşerim yolculuk nereye? Bu göç nereye..”.
Dikenlerden güle,tuzdan bala, acıdan tatlıya yok tan var a, çok tan bire...
Bi evden başka bi eve... doğum gibi..karanlıktan aydınlığa.... göç..ölüm gibi aydınlıktan karanlığa göç...ya da tersi....
Bitmeyen tek şey göç...
Bazen de olduğun yerde göçedersin...orada bilet otobüs yok ...hemşerim
yolculuk nereye göç nereye diye soran da yok ...sadece ruhun göç
eder...bedenin orada kalır ...bedenin köledir zincirle bağlıdır...çalış,
borçlarını öde hayata,bankaya reklamlara kredi kartlarına... ipotek
koymuşturmutlu olmak için istediğin koşullar şimdiki mutluluğuna ve
gelecekteki mutluluğuna...
Ruhunun bağı yokki, o gitmek ister özgürlüğün peşinden,bağlanacak
tutulacak bi dalı yokki kalsın orda...keşfedeck ne çok ülke var der ruh
bedenine...öde borçlarını birlikte yolculuk yapalım...beklerim
seni...bitmez ki borçlar göçedebilsin ruhunun peşinden beden...arınmak
ister her türlü ağırlıktan...göç ederler sonunda biri önde diğeri arkada
ruh ve beden...
Mutluluğa ,koşulsuz ,borçsuz mutluluğa,basit ama sade kolay ama lezzetli
yemeklere,ucuz eğlencelere çekirdek çitleyip çay içmeye..tavla oynayıp
dostunun kolunun altına tavlayı sıkıştırmaya...
göç bazen de beynin içinde başalar ...bu bir sırdır kimse
bilmez...öfkeden sevince ,hırstan kanaate,hasetten imrenmye göç
başalar,,,en güzel yolculuk da bu belki...bi düşünce kadar uzak bu göç
“Hadi”
Diyen içindeki sesi takipedersen başlar..”.bi dakika bekle” dersen
kaçar bu göç ve göçedenler... kimseyi bulamazsın beklersen ,
ertelersen...
Kötüden iyiye göç ,tembellikten çalışmaya göç,,,kranlıktan aydınlığa göç...
Sigarayı bırakmak gibi...katrandan, bembeyaz bulutlara göç...
Hemşerim yolculuk nereye? bu kez de kendimize komşu olup soralım....
İyiye, iyi biyere,aklımın ayaklarımın yüreğimin git dediği yere,YOK tan
VAR ‘a.... ÇOKK tan BİRR ‘ e.....Düşler alemine...düş
zannettiklerimizin aslında gerçeğin ta kenisi olduğu yere göç etmemiz
dileği ile....
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder