1 Mayıs 2015 Cuma

Hemşerim yolculuk nereye? Göç nereye

Yoğun trafikten sonra, terminale ulaşmak müthiş bi mutluluk kaynağı olur...
Sonra bagaj telaşı...derken biletinize bakar hımmm 17 numara der ve yerinize oturmak istersiniz.. 17 cam kenarı istemişsiniz dir bileti alırken... bakarsınız sizden önce gelen uyanık cam kenarına oturmuş ve camdan dışarı dalgın dalgın bakarken...”pardon orası benim yerim di “
Dersiniz ...”aaa!!? evet farkeder mi oturduk artık ...haaa farkederse kalkarım...”

Ters başladı ya neyse dersin ana rahmınden çocuğun ters gelmesi gibi bişey...hareket eder otobüs...işte yıllardır yaşadığın yerden uzaklaşmaya başlarsın ... uzaklaştıkça göç ettiğin yerden silikleşir yaşadıkların,sevinçler gelir bazen , acılar orada kalır...
Yeni bi yere gitmenin heyecanı sarar..yeni insanlar yeni topraklar,yeni eşyalar...yeni bulutlar dersin sanki... daha iyi olmalı ki gittiğin yer bu kadar eziyete değsin der içindeki ses...
Çantana bavuluna aldığın kadardır anıların da ...fazlasını ruhun taşımaz artık...

Yandan bi ses gelir karanlıkta otobüs hızla yol alırken
“Hemşerim yolculuk nereye ?nereye göç”
.....
daha iyiye...
anne karnından ters gelsende çıkar gibi,dar sıkıntılı karanlıktan aydınlığa ,tertemiz havaya kavuşurcasına,hastane koridorunda dünyaya geldiğini duyunca herkesin sevinç çığlıklarıyla coşkuyla karşılayacağı bi yere...gözyaşının tuzsuz olduğu kan akmayan güllerin açtığı bir yere

acidan sevince, kandan güle , tuzdan bala,yolculuk...

yolculuk başladı ya bi kere hastanede, bitmez artık...
hep soran biri çıkar karşına:
“hemşerim yolculuk nereye? Bu göç nereye..”.
Dikenlerden güle,tuzdan bala, acıdan tatlıya yok tan var a, çok tan bire...
Bi evden başka bi eve... doğum gibi..karanlıktan aydınlığa.... göç..ölüm gibi aydınlıktan karanlığa göç...ya da tersi....
Bitmeyen tek şey göç...
Bazen de olduğun yerde göçedersin...orada bilet otobüs yok ...hemşerim yolculuk nereye göç nereye diye soran da yok ...sadece ruhun göç eder...bedenin orada kalır ...bedenin köledir zincirle bağlıdır...çalış, borçlarını öde hayata,bankaya reklamlara kredi kartlarına... ipotek koymuşturmutlu olmak için istediğin koşullar şimdiki mutluluğuna ve gelecekteki mutluluğuna...
Ruhunun bağı yokki, o gitmek ister özgürlüğün peşinden,bağlanacak tutulacak bi dalı yokki kalsın orda...keşfedeck ne çok ülke var der ruh bedenine...öde borçlarını birlikte yolculuk yapalım...beklerim seni...bitmez ki borçlar göçedebilsin ruhunun peşinden beden...arınmak ister her türlü ağırlıktan...göç ederler sonunda biri önde diğeri arkada ruh ve beden...
Mutluluğa ,koşulsuz ,borçsuz mutluluğa,basit ama sade kolay ama lezzetli yemeklere,ucuz eğlencelere çekirdek çitleyip çay içmeye..tavla oynayıp dostunun kolunun altına tavlayı sıkıştırmaya...
göç bazen de beynin içinde başalar ...bu bir sırdır kimse bilmez...öfkeden sevince ,hırstan kanaate,hasetten imrenmye göç başalar,,,en güzel yolculuk da bu belki...bi düşünce kadar uzak bu göç
“Hadi”
Diyen içindeki sesi takipedersen başlar..”.bi dakika bekle” dersen kaçar bu göç ve göçedenler... kimseyi bulamazsın beklersen , ertelersen...
Kötüden iyiye göç ,tembellikten çalışmaya göç,,,kranlıktan aydınlığa göç...
Sigarayı bırakmak gibi...katrandan, bembeyaz bulutlara göç...

Hemşerim yolculuk nereye? bu kez de kendimize komşu olup soralım....
İyiye, iyi biyere,aklımın ayaklarımın yüreğimin git dediği yere,YOK tan VAR ‘a.... ÇOKK tan BİRR ‘ e.....Düşler alemine...düş zannettiklerimizin aslında gerçeğin ta kenisi olduğu yere göç etmemiz dileği ile....

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder